19 Kasım 2011 Cumartesi

Megadeth - Th1rt3en

Dünyanın Mustaine'e İhtiyacı Var!
 En az benim kadar Megadeth fanı olduğunu bildiğim arkadaşım Onur Uysal'la Th1rt3en adlı, tırt isimli, yeni Megadeth albümü hakkında soru cevap şeklinde kritik yapalım dedik.Acaba albümde ismi gibi tırt mı? David Ellefson'ın dönüşü Megadeth'e neler katmış? hepsi aşağıda.
  3 albümdür hemen hemen aynı tarzda giden Mustaine'den bu albümde nasıl bir rotaya kaymasını bekliyordun?

  Birbirinin aynısı albümler değildi açıkçası bu bir. Nedeni ise United Abominations gibi vasat altı bir albümden sonra Endgame gibi bir şaheserin çıkması Dave'in sağ-solunun belli olmadığının bir göstergesi idi. İlk dinlediğim Public Enemy No.1 single'ında albümün Endgame tadına bir albüm olacağı ama diğer 2000 albümlerinden izler taşıyacağını düşündüm. Never Dead ile Endgame temelli bir albüm olacağını hissettim. Albüm çıktığında ise Endgame'den bile güzel bir albümle karşı karşıya olduğumu daha ilk dinleyişte farkettim. Önceden sevmediğim şarkılar (Sudden Death, Public Enemy No.1) bile albümü tümden dinleyince güzel geldi. Dave iyi ki varsın!   
  UA vasat altı değildi bence ortalama bir metal albümüydü ama Megadeth diskografisiyle karşılaştırıldığında vasat kalıyor doğdudur.
Peki Th1rt3en 2000'lerde yayınlanan Megadeth albümleri arasında nasıl bir yerde duruyor sence?
 
The System Has Failed ile birlikte şu anda en zirvede duruyor. Daha iyisi yapılana kadar en iyisi bu.   Çünkü soundundan bestesine, sözlerinden vokaline beğenmediğim en ufak nokta yok. Bundan önceki Endgame'de soundu ve vokali beğenmemiştim. Ondan önceki UA'da hiçbir şeyi beğenmemiştim. Ondan da önceki The System Has Failed'da sound tek kelimeyle berbattı. Ama parçalar tamamen özgün ve güzeldi.
 Bende hala ayrı bir yeri vardır o albümün. (Youthanasia en ayrısı.) 
 The World Needs A Hero'yuda sayıcaz mı 2001 çıkışlı o da.

 
O albümde sevdiğim şarkı var mı onu sorsana sen!   Return to Hangar hariç hiçbir şarkıya tam anlamıyla ısınamamıştım.Yıl 2012 olacak hala aynı. Return to Hangar'ı da çok sevdiğim söylenemez. 2000'li albümlerin yüz karasıdır bence.
  Dread And The Fugitive Mind'ın solosu yeter be abi. Evet sıradaki sorumuz aslında bu sorunun bana sorulması gerekirdi (hehe); Ellefson'ın dönüşü yaramış mı? Gruba neler katmış sence? Ben bu albümde çok fazla katkısının olmadığını düşünüyorum, sonraki albümlerde  farkını daha çok hissettirecektir. 
  Evet çok yaradı. Ellefson'sız albümlere baktığında hep basitlik, hafiflik görürsün. Parçalar kolaydır vesaire. Ellefson'lı albümlere baktığında ise parçaların sağlam ve ağır olduğunu görürsün. Bası daha rahat duyarsın. Basın ne kadar güzel olduğunu bir kez daha anlarsın. Ellefson'lı olup da bass-only dinlemediğim albüm yoktur.

 Ellefson'la Dave'in bir anısını anlatayım mı?
 

  Anlat hacı anlat. :)

  Dave, Metallica'dan kovulunca hırs yapıp gece gündüz evinde gitar çalışıyormuş. Kendi gitar tekniklerini yaratıyormuş. Komşuları bu durumdan çok rahatsız oluyormuş. Alt komşusu artık dayanamayıp polise şikayet etmiş. Alt komşusu kim dersin? David Ellefson!
  Hahhaha iyiymiş. Önceden yayınlanan 4 şarkının (Sudden Death, New World Order, Millennium Of The Blind, Black Swan) albümde yer alması hakkındaki fikrin nedir? Sence riff tanrısı Mustaine yaratıcılık sıkıntısı mı çekiyor?
  Yaratıcılık sıkıntısı çekmiyor. Sudden Death zaten albümden bir yıl önce çıkmıştı, albüme yakışır bir şarkı idi. New World Order'ın soundı yenilendi, tekrar çalındı, teknikler eklendi. Bu diğer eski şarkılara yansıdı. O kadar. Black Swan'un ilk hali ile Th1rt3en halini dinlediğin zaman çok fark olduğunu görürsün. Sevdiğin şarkıyı daha çok seversin, sevmediğin şarkıyı bile seversin. (He tabi bunda gitaristlerin, dönemin stüdyo koşullarının etkisi çok büyük.)
  New World Order'ın o çiğ hali daha bi güzeldi sanki diğerleri hakkında senin gibi düşünüyorum ama.   New World Order fazla çiğdi be abi demo kayıttı resmen. Bangır bangır bas duyamıyorduk, gitar sesleri ince geliyordu, vokal fazla inceydi vb. vb. türlü olumsuzluk sayabilirim ama Black Swan'ın eski halinin başını hala severim. Kesinlikle süperdi hala da süper.    Mustaine "Grubun kuruluşunda Shawn olsaydı bugüne kadar hiç davulcu değiştirmezdik." demiş. Sence Shawn Drover Megadeth'e layık bir baterist mi? 
  Haha! Yıkama yağlama.Ya tabiki iyi ki iyi bir baterist ama The World Needs a Hero albümündeki baterist ondan daha teknikti. Dave'in grubunda kalman senin tekniğine bağlı değil; senin emirkulu olmayı kabullenmene bağlı. Öyle olmasa grup her sene eleman değiştirir miydi? 

  Baterist değilim ama bence Shawn gelmiş geçmiş en dallama Megadeth davulcusudur, klasik fan görüşü ama ben hala en iyisinin Nick Menza olduğunu düşünüyorum.

  Menza tabiki candır. Ama elimizdeki olanaklara baktığımızda Shawn gayet iyidir.   Her fan gibi ben de efsane dörtlünün birleşmesini isterim. Ama artık imkansız. O sebeple bu kadro korunmalı.
 
  Son olarak albümdeki favori şarkını ve en sevdiğin Megadeth albümünü alayım. 
 
  Çok zor bir soru ilk soru. Deadly Nightshade - Public Enemy No. 1 - Never Dead arasında kaldım resmen. Bana göre hepsi 1. ama birini seçmek lazımsa Public Enemy derim.
 En sevdiğim Megadeth albümü mü? Her yerde kullandığım 'nickname' den belli zaten. Youthanasia!
 Sağol dostum!
 Ne demek benim için zevkti. :)

Albüm Bilgileri :
Çıkış Tarihi : 1 November 2011

Şarkılar : 

1.Sudden Death
2.Public Enemy No. 1
3.Whose Life (Is It Anyways?)
4.We The People
5.Guns, Drugs & Money
6.Never Dead
7.New World Order
8. Fast Lane
9.Black Swan
10.Wrecker
11.Millennium Of The Blind
12.Deadly Nightshade
13.13

Web:  http://www.megadeth.com

25 Eylül 2011 Pazar

Radiohead - OK Computer

 Hava Yastığı
  3 albüm ard arda "metal" türünde eserleri yorumladığım bloğumda bir değişiklik yaparak gelmiş geçmiş en muhteşem alternative rock albümlerinden olan Ok Computer kritği yapacağım izninizle ;
 Radiohead o kadar farklı duygulara hitap eden bir gruptur ki Chris Adler gibi bir "extreme metal" bateristini bile kendine hayran bıraktıracak özelliklere sahiptir.
 Pablo Honey ve The Bends gibi gitarın diğer Radiohead albümlerine nazaran daha baskın kullanıldığı 2 (deyim yerindeyse ham) albümden sonra grubun alışılagelmiş rock ensturumanlarını çeşitlendirdiği ve farklı sulara yelken açtığı dönemin de sinyallerini vermeye başlamıştır bu albüm.
 Makineleşen ve monotonlaşan şehir hayatına keskin eleştiriler getirirken aynı zamanda insanı hüzünlendirip duvarlara vurdurur "Q" dergisi tarafından da tüm zamanların en iyi albümü seçilmiştir. 
 İçerisinde "Paranoid Android" gibi "Karma Police" gibi müzik üstü başyapıtlar bulunduran albümün en büyük özelliklerinden birisi ise dinleyiciyi yaşına, ruh haline, dinlediği döneme göre farklı şekillerde etkilemeyi başarmasıdır bence.
 Yazıyı noktalarken dinlediğiniz müzik tarzı ne olursa olsun bu albüme bir şans vermenizi istiyorum. Bir dahaki yazımda görüşmek üzere.

 10/10

Albüm Bilgileri :

Çıkış Tarihi : 16 June 1997

Şarkılar :
  1. Airbag
  2. Paranoid Android
  3. Subterrenean Homesick Alien
  4. Exit Music (For A Film)
  5. Let Down
  6. Karma Police
  7. Fitter Happier
  8. Electioneering
  9. Climbing Up The Walls
  10. No Suprises
  11. Lucky
  12. The Tourist

    Web : http://radiohead.com/

31 Ağustos 2011 Çarşamba

Megadeth - Youthanasia

90'lar Klasiği
  "Rust In Peace" gibi thrash metal başyapıtından sonra gelen, azılı thrash metalcilerin hazmetmekte biraz zorluk yaşadığı geçiş albümü Countdown to Extincition'dan sonra Megadeth, yeni tarzını oturttuğu Youthanasia'yı yayınladı. Birçok hayran tarafından görmezden gelinen bu albüm, sonrasında gelecek klasik Megadeth tarzından epeyce uzakta olan, Cryptic Writings ve Risk'in de habercisiydi.
 Konserlerde en az şarkı çalınan, çalındığındaysa genç hayranların hangi albümde olduğunu bilmediği şarkılara sahiptir bu albüm.
 Çok sevdiğim ve dinlemekten bıkmadığım bu albümü şarkı şarkı incelemek istiyorum izninizle ;
 
 Reckoning Day
: Adının hakkını veren (Hesaplaşma Günü) bir parçayla açılıyor albüm, saklı Megadeth hazinelerinden..
 Train of Consequences : Mustaine'in pek bir sevdiği single şarkısı, çoğu toplamada kendine yer bulan ayrıca basları muhteşem olan bir Megadeth klasiğidir.
 Addicted to Chaos : Nick Menza'nın davul ataklarıyla başlar, nakaratı da gayet akılda kalıcıdır.
  À Tout Le Monde : Her konserde mutlaka çalınan, muhtemelen grubun en tanınmış şarkısı. Nakaratı provayı izleyen Fransız bir gazeteci tarafından önerilerek İngilizce'den Fransızca'ya çevrilmiştir.
 Elysian Fields : Diğer şarkıların arasında kalmış, pek öne çıkmamış ama onlardan hiçbir eksiği olmayan bir şarkı.
 The Killing Road : Megadeth'in turneden turneye koşturduğu yolculuklara ithaf edilmiştir. Remastered versiyonu orjinalinden güzeldir, solosu bi değişiktir.
 Blood Of Heroes : Garip vokalli Mustaine parçası girişi ayrı bir güzeldir.
 Family Tree : Mustaine'in vokaline uygun sözleri olsun, baslarıyla uyum içinde olan davulları olsun, Friedman'ın aralara serpiştirdiği ufak sololarıyla olsun dört dörtlük bir şarkı.
 Youthanasia : Albüme adını veren, Marty Friedman'ın en zorlandığım solom dediği soloya sahip, aşmış Megadeth parçası.
 I Thought I Knew It All : Albümün en güzellerinden, çok güzel sözleri vardır.
 Black Curtains : Youthanasia'nın en karanlık şarkısı, defalarca dinlememe rağmen sevemedim bu şarkıyı.
 Victory : Bence Youthanasia'nın en güzel şarkısı, sözleri önceki albümlerdeki şarkı isimleriyle kurulmuştur. 4.30'luk süresi 2 dk gibi hissedilir.

  Billboard 200 listesine listesine 4. sıradan giren albümün kapağı nedeniyle Singapur ve Malezya'da satışını yasaklamışlardır. Bence albümün diğerlerine göre geride kalmasının sebebi kitlenin Megadeth'ten bu kadar melodik ve catchy bir albüm beklememesiydi sanırım, yine de Youthanasia'yı Endgame'e tercih ederim.

10/10

Albüm Bilgileri :

Çıkış Tarihi : 1 November 1994

Şarkılar :
  1. Reckoning Day
  2. Train of Consequences
  3. Addicted to Chaos
  4. A Tout le Monde
  5. Elysian Fields
  6. The Killing Road
  7. Blood of Heroes
  8. Family Tree
  9. Youthanasia
  10. I Thought I Knew It All
  11. Black Curtains
  12. Victory

    Web : http://www.megadeth.com/
              http://www.myspace.com/megadeth


 

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Slayer - Divine Intervention

Kayıt Kurbanı 
  Sırada Slayer'ın en az sevilen, en çok dışlanan albümü var. Sex.Murder.Art gibi, Serenity In Murder gibi klasikleri içinde bulundurmasına rağmen kayıt kalitesine kurban gitmiş bir albümdür bu eğer sound'u pek problem etmiyorsanız taş gibi bir thrash metal albümü sizi bekliyor.
  Thrash Metal'in duraklama dönemine girdiği zamanlarda çıkan en güzel thrash albümlerinden biridir kanımca bu albüm, aynı zamanda Dave Lombardo'nun yerine gelen Paul Bostaph'ın çaldığı ilk albümdür. Billboard 200 listelerine 8. sıradan girerek , o zamanlar Nirvana, Pearl Jam gibi grupların egemenliğine girmeye başlayan sert müzik piyasasında gayet iyi bir yer edinmiştir. Gelelim şarkılara ilk 4 şarkı tamamen Kerry King'in alametifarikası olan hızlı, kısa ve etkili şarkılardan oluşmaktadır. 5. şarkıdan itibaren Jeff Hanneman etkisi hissedilmeye başlıyor ve şarkılar daha melodik bir hale geliyor. Slayer'ın büyük problem yaşadığı ve nazi suçlamalarına maruz kaldığı SS-3 adlı şarkı albümün 7. sırasındaki bir Hanneman eseri.
  Kartonetinde jiletle koluna Slayer yazan rahatsız bir fanın resmi bulunan albümün gayet güzel de bir kapağı var.

9/10
Albüm Bilgileri:

Çıkış Tarihi :
27 September 1994

Şarkılar :
1. Killing Fields
2. Sex. Murder. Art.
3. Fictional Reality
4. Dittohead
5. Divine Intervention
6. Circle Of Beliefs
7. SS-3
8. Serenity In Murder
9. 213
10. Mind Control

Web : http://www.slayer.net/us/home
          http://www.myspace.com/slayer

                                         

Viza - Made In Chernobyl

Çernobil'den Sevgiler..

 
Merhaba sevgili okurlar! Bugün size LA'li süpersonik grup Viza'nın Made In Chernobyl adlı albümünü tanıtacağım. 2001'de ilk EP'sini çıkarmış olan grubun tarzı, etnik enstrumanlarla süslenmiş ; hard rock , alternative/nu metal karışımı birşey fazlasıyla da System Of A Down'ı andırıyor, zaten Soad frontmani Serj Tankian grubu destekliyor ve Viktor şarkısında düet yapıyor.

2010 çıkışlı bu güzide albüm Trans-Siberian Standoff isimli oynak şarkıyla açılıyor.Grubun tarzını fazlasıyla yansıtan bu şarkıyı, albümdeki favorilerimden olan My Mona Lisa izliyor. Ardından önceki paragrafta bahsettiğim Serj Tankian (Soad)'ın konuk olduğu Viktor parçası çalmaya başlıyor. Ermeni ve Yunan kökenli elemanların bulunduğu grubun 3 albümü ve 2 tane EP'si var. Yakında Carnivalia isimli yeni albümleri çıkacak ama şimdiye kadarki işlerinden en çok göze çarpan ve övgü alan bu albüm yani Made In Chernobyl.
Aynı zamanda süper bir kapağı olan bu albümü rock/metal müzikten hoşlanan herkese öneriyorum özellikle de Soad severlere.

8,5/10 

Albüm Bilgileri :


Çıkış Tarihi : 23 Jul 2010                           

Şarkılar :        
  1. Trans-Siberian Standoff
  2. My Mona Lisa
  3. Viktor (ft. Serj Tankian)
  4. It's All Wrong
  5. Dynamite
  6. Napoleon Complex
  7. The Uzbek Brothel
  8. Fork In the Road
  9. Sans Red
  10. What If?
  11. Made In Chernobyl

    Web : http://experienceviza.com/Viza/Welcome.html 
              http://www.myspace.com/vizamusic